Followers

Şok hali nedir

Gönderen bilgic 29 Mayıs 2009 Cuma 0 yorum

Şok bir kan dolaşımı bozukluğudur. Damarlardaki kanın azalması ya da damarlara yeterli kanın intibak etmekte güçlük çekmesi durumunda ortaya çıkar. Şok bir tür bayılma hali ola­rak görülür.
Yüksek şiddette bir zehirlenme, şiddetli bir ağrı, ağır bir ka­nama ya da ağır hastalıklardan sonra kan damarlarının etrafın­daki kaslar ya tam olarak gevşer veya aksine aşırı gerilir. Bu durumlarda bayılmayla sonuçlanan şok ortaya çıkar.

Şok durumunda hastanın yüzü solar, soğuk soğuk terler. Bi­lincini kaybetmese de normal değildir. Tedirgin, telaşlı ve tutar­sızdır. Parmak uçları soğur, sürekli üşümekten ve susamaktan şikayet eder.

Bu gibi durumlarda vakit geçirilmeden bir hekime başvurul­malıdır. Bu aşamaya kadar hasta sıcak tutulmalı, sırt üstü yatı­rılıp, ayakların baş hizasından yukarda olması sağlanmalıdır. Böylece beyne daha çok kan ulaşması sağlanmış olur. Beyne yeterince kan akışının sağlanabilmesi için hastanın özellikle ayakta ve oturur vaziyette bırakılmamalıdır. Beyin kan dolaşı­mından yeterince kan alamazsa bayılmalarla karşılaşılabilir. Özetle hekim gelene kadar hasta sıcak tutulmalı ve sırt üstü yatırılıp ayakların baş hizasından yukarda olması sağlanmalıdır.

Besin zehirlenmelerine dikkat

Besin zehirlenmelerine sağlıksız koşullarda hazırla­nan saklanan yiyecekler neden olur. İshal ve kusmayla kendini gösterir. Bu belirtiler yanısıra iştahsızlık ve mide ağrısıda görülebilir. Yiyeceklerde stafilokok aureus bak­terisi zehirlenmeye neden olur. Bu bakteri yiyeceğe bulaştığı zaman çok çabuk yayılır ve ani salgınlara yol açar. Bu bakterinin yanısıra Bacillus cereus, clostriduim botulinum salmonella, Esclerichia coli, Campylobacter jeguni ve Noralk organizmaları da besin zehirlenmeler­ine yol açar.

Bec:n zehirlenmelerinde rahatsızlık birkaç saatte geçer. Kusma bittikten sonra bünyenin su dengesinin sağlanması için sade su ve benzeri şeyler içilmelidir. Zamanla su katı karışımı maddeler alınabilir. Çocuk ve yaşlıların zehirlenmelerinde ve ağır zehirlenme durum­larında mutlaka doktora başvurulmalıdır.
En sağlıklısı zehirlenmeye neden olabilecek durum­lardan kaçınmaktır. Bu amaçla et ve yemek kalıntıları buzdolabında saklanmalı. Son kullanma tarihi geçmiş yiyecek maddelerine tüketilmemeli. Küflenmiş yiyecek­ler yenilmemeli.

Gözlerdeki kızarıklık

Klorlu yüzme havuzlarında yüzdükten sonra veya hafif bir soğuk algınlığında çocukların gözlerinin kızarma görülebilir. Gözlerdeki bu kızarıklık anne - babalar tarafından önemsenmelidir. Çünkü kızarıklık gözde bir iltihaplanmanın nedeni olduğu gösterebilir. Nadiren bu iltihaplanma kornea tabakasına atlayabilir ve kalıcı hasarlara neden olabilir. Bu yüzden gözlerde kızarıklık görüldüğünde mutlaka bir uzmana gidilmesi

Meyve ye suya dikkat

Gönderen bilgic 0 yorum

suya dikkat

Çocuklar için meyve çok besleyici bir besindir. Bu yüzden meyvelerin çeşitlerinin arttığı bugünlerde çocukların bol bol meyve yemesi onların gelişimi açısından çok önemli. Ancak bazen meyve yedikten sonra üzerine içilecek su çocuğu rahatsız edebilir.

Çocuk özellikle sıcak günlerde yediği tatlı meyvelerden sonra su içmek ister. Bu durumda çocuğun yediği meyve türü ve miktarına göre su verilmelidir.

Uzmanlar erik, şeftali, kiraz ve kayısı gibi iri tek çekirdekli meyveler yendikten sonra içile­cek sular karın ağrısına neden olabilir. Bununla birlikte kusma, ishal ve kabız da görülebilir. Çiğnenmiş meyve su ile birlikte midede iyice şişer ve karın ağrısına neden olur

Grip salgının önüne grip aşısıyla geçin

Kışın ortaya çıkan vebirçok kişiyi etkileyen grip salgınlarının önüne geçmek için sağlık kuruluşları tarafından grip aşısı öneriliyor. Özel­likle bağışıklık sistemi zayıflamış, böbrek hastası, kronik kalp hastası olanlar, şiddetli şeker hastalığı olanlara grip aşısı öneriliyor. Çünkü zayıf bünyeli kişilerde hastalık kendini daha şiddetli şekilde gösteriyor ve ölümle sonuçlanan vakalar ortaya çıkıyor. Yine hastalığın yayılmasının önlenmesi amacıyla kamu hizmeti gören kişilerin polis, sağlık memuru vb. gibi sürekli halkla içice olan kişilerin de grip aşısı olmaları toplum sağlığı açısından büyük yararlar sağlayacaktır.

Grip aşısı mevsim başlamadan olunmalıdır. Her yıl bu aşı tekrarlanmalıdır. Grip aşısı olunduktan sonra aşı yapılan yerde hafif ağrılar olabilir, hafif ateş, kas rahatsızlıkları başlayabilir. Bu etkiler 1-2 gün sürer ve etkisini kaybeder.

En sık görülen ve tedaviye en iyi cevap veren ruh sağlığı sorunudur, Anksiyete herkeste vardır. Anksiyete ya da endişe, her an için herkes tarafından hissedilebilir. Bu duygu vücudu bir zorlukla, bir tehlike, ile ya da alışılmadık bir durumla karşılaşmaya hazırlar.

Ancak günlük anksiyeteyle, anksiyete bozuklukları arasında büyük bir fark vardır. Anksiyete bozuklu­larında, gerçek bir tehlike mevcut olmamasına rağmen aşırı ruhsal gerilim vardır. Hasta anksiyete kaynağından kurtulmak amacıyla aşırı davranışlarda bu­lunur.

Anksiyete bozuklukları bireyin iş, sosyal ve aile yaşamını ileri derecede olumsuz etkileyebilir.
Anksiyete bozuklukları milyonlarca insanda var. Bir anksiyete hastalığının gerçek nedenini tam olarak ortaya koymak, çoğu zaman zordur. Ancak uygun bir tedavi hemen bütün hastaların bu sorunun üstesinden gelmesini sağlar.

Aile ve arkadaşlar da yardımcı olabilir. Sevdiği kişilerden gelecek destek, anksiyete hastası açısından son derece faydalıdır.

Yapılan bir araştırmada, kanlarında E vitamini ora­nı düşük olan insanların, kanlarında E vitamini yüksek olanlara göre, yüzde 88 oranında daha fazla şeker hastalığına yakalandığı ortaya çıkarıldı. Bunun nedeni, E vitamininin vücutta insülin üreten hücreleri tahrip eden, serbest radikallerin etkilerini bertaraf etmesi. Serbest radikaller, insülin üreten hüc­releri tahrip ederek, insanların şeker hastalığına yakalanmasına yol açıyorlar. Uzmanlar, şeker has­talığına karşı E vitamini öneriyorlar.

Hipotansiyonu-düşük tansiyonu olanlar ne yapmalıdır

Diyetteki tuz kısıtlanmalıdır. Kalori miktarı düşürülmelidir. Şişman hastalar zayıflamalıdır. Günlük hafif egzersizler yapılmalıdır. Egzersiz kan basıncının düşmesini kolay­laştırır. Hastalar ilaçlarını çok düzenli kullanmalıdırlar. Gelişi­güzel arter basıncının ölçtürerek basınç yüksek olduğunda ilaç kullanmak sakıncalıdır. Arter basıncının anî çıkışlarına neden olacağı için hastaya daha çok zarar verir.

Hipotansiyonu olan hastaların bu tedbirler yanında dü­zenli olarak belirli zamanlarda evde bir yakını tarafından ar­ter basınçlarını kontrol ettirmeleri tedavinin etkinliğini artırır.
Sağlıklı bir erişkinde kan basıncı 130/80 mmHg arasın­dadır. Büyük tansiyon 100 mmHg'nin altına düştüğünde hi­potansiyondan söz edilir. Düşük tansiyon, kan dolaşımının vücut gereksinimini karşılayamadığını gösterir. İster birincil olsun ister ortostatik, her iki hipotansiyon tipi tehlikeli so­nuçlar doğurmaya yapısal bozukluklardan kaynaklanır ve bu kişiler sağlıklı kabul edilirler. Hatta istatistikler düşük tansi­yonluların normal kişilerden daha uzun, tansiyonu yüksek olanlardan ise çok daha uzun yaşadığını gösterir.

Hafif yanıklar

Hafif yanıkların tedavisi için aşağıdaki belirtilen yolu izle­yin.
Eğer cilt yarılmamış ise soğuk suya tutun veya serin su içine batırırı. Bu bölgeyi 2 ila 5 dakikarasında su altında tutun. {Not: Eğer yanık soğuk bir çevrede olduysa, su uygulamayın)
Belli müddet suyun altında veya su içinde tuttuktan sonra yanığı steril bir sargı beziyle (imkân varsa) veya temiz bir kumaşla sarın.
Aspirin veya parasetamol acının ve şişmenin azalmasına yardım edebilir.
Genelde hafif yaralar daha fazla müdahale gerekmeden iyileşebilir. Gene de eğer ikinci derece yanık çapı 5 cm.'den fazla olan bir bölgeye yayılmış ise veya ellerde, ayalarda, yüzde, kasıklarda, kaba etlerde veya ana mafsallarda ise mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurun.

Hıçkırık

Nefesini tutmak, birkaç yudum su içmek, kağıt torba içinde nefes alıp vermek, biber koklamak, şeker yemek, birisinin seni korkutması. Bütün bunlar hıçkırığa çare arama yollarıdır. Çoğunca da pek başarılı olmaz. Hıçkırık zaman zaman hepimizi etkiler. Genelde hıçkırık zararsız bir huzursuzluktur. Fakat günler ve haftalarca sürenleri görülmüştür. Uyku ve yemek sorun haline gelebilir. Bir karın ameliyatı son­rasında hıçkırık bazen ciddi bir rahatsızlık olduğuna işarettir. Herkes bir zaman hıçkırığa tutulmuştur ama nedenini bilemez. Nedeni diyaframın (karın üstü zarı) istenmeyen tekrarlanan kasılmalarından kaynaklanır. Ses borumunuzun ani kapanması havanın girmesini önler ve hıçkırık başlar. Firenik sinir (diyaframın düzgün, uyumlu normal kasılmasını sağlar. Bu sinirler göğüs ile boyun arasında uzanır. Bir firenik sinirin herhangi bir noktasındaki tahrik sonucu hıçkırık başlaya­bilir.